Tüm canlılardan ve cansızlardan düşünerek kendisini ayırt eden biz insanlar, nasıl düşündük, nasıl düşünüyoruz? Düşündüklerimizi sorgularken bile dikkate aldığımız kıstaslar bize ait değilken, nasıl bu kadar özgür hissediyoruz? Neyin parçasıyız? Dünyanın her zamankinden daha hızlı kabuk değiştirdiği şu yıllarda bizler de zihinlerimizi ve düşünce tarzlarımızı değiştiriyoruz.
Artık farklı gayretlerimiz var. Farklı amaçlarımız var yaşadığımız hayattan. Onlar için çalışıyoruz. Üstelik kimi zaman yalnızca isteklerimiz için düşünüyor, isteklerimiz kadar yaşıyor, hatta isteklerimiz kadar düşünüyoruz. Bu çağın en büyük hastalığı olarak, kendimizi şartladığımız isteklerimiz için kesin bir komutu almış makine gibi düşünmeyi, yorumlamayı, hissetmeyi bırakıp sadece isteklerimiz olduğunu sandığımız komut için çalışıyoruz, çalışıyoruz. Bizler esir miyiz?