"Şiir, Mecnun için her şeyken, Kays için her şey değildi. Bu böyledir. Bunu bilen bilir. Bizim sözümüz de bilenlere zaten. Diğerleri muaftır.
Vuslat mı, firkat mı? Şiir, vuslattan ziyade firkattır. Mesafenin çoğalttığı sözcüklerdir.
Hüzün mü, tebessüm mü? Tebessümden ziyade hüzündür; lakin asla kahkaha değildir. Kahkaha hüznün dışa vuramamış çınlamasıdır.
Mazi mi, ati mi? Kolay suallere cevap vermez şiir; ama mümkünse halihazır değildir. Şair, geçmişte yaşar ya da yaşamaz.
Velhasıl şiir sözü fazla uzatmayı sevmez.
Lâkin en çok da ilkbaharda sararan yapraklardır açanlardan ziyade."