Ortadoğu kültürel olarak uzak olmadığımız bir coğrafya. Suriye, Ürdün, Mısır geçmişte bizim topraklarımızdı. Şimdi ise, düne kadar yakın, bugün kadar uzak… Buna rağmen yine de yakınlar. Suriye; at ve katır sırtında bir gecede kaçağa gidecek kadar yakın, hudutları geçerken mayında ayağımızı kaybedecek kadar uzak ve zor bir ülke. Ürdün, bir ülke olmaktan çok, Arak ülkeleri içinde aslında bir şehirdi. Kadim Filistin coğrafyası içinde bir devlet olmaktan daha ziyade ancak küçük bir teferruattır.
Mısır bütün ihtişamı ve cazibesiyle sanat mimari ve fikir dünyamızda açtığı ufuklarla sızma yapan bir yanardağ gibidir.Aşılmaz Sina çölünüğ fikirle aşmış aydın ve düşünürleriyle islam alaminin beyni olarak halen gücünü hissettiriyor.Gezdiğim süre boyunca kadim toprakların bu şehirleri bende bambaşka duygular uyandırdı. Seyahat ettğim bu eski dünya şehirleri gerçekte ruhumun coğraftyasındab bir parçaydı.
Eski dünya denilen bu şehirler ,doğup büyüdüğüm şehre öylesine benziyorlardı ki kendimi asla bir yabancı gibi görmedim. Her tarihi mekanda dinimin ve ecdadımın izlerini gördüm Kaybettiğim şehirlerimi hatırladım Geçmişle bugünün harmanlanarak anlatıldığı şehirlere aşık bir yazarın kaleminden çıkmış sürükleyici bir seyahat kitabı.