Sevdayı paylaştığımız gibi acıyı da paylaşmayı öğrenme vakti…
Yaptığımız her seçimin bir sonucu vardır. Bergüzar da bir seçim yapmış, bunun sonucu gözyaşı, vicdan azabı ve pişmanlık olmuştu. Hayatı dağılmanın eşiğine gelmişti.
O dağınıklığın içinde kırgın kalbiyle, yüreğini kavuran öfkesiyle, aklında durmaksızın dönen 'Neden?' sorusuyla kalan Alparslan ise kendi sınavının başlamak üzere olduğundan habersizdi.
Kızdığı, kırıldığı her şey zaman içinde kendi sınavı olacaktı. Kınadığı yerden sınanacaktı. Bergüzar'la aynı duruma düşüp, aynı duyguları paylaşınca anlayacaktı büyük konuşmamak gerektiğini. Hayatın daima sürprizlerle dolu olduğunu ve bu sürprizlerin her zaman güzellikler getirmediğini. İnsanın aldığı yaşla değil, yaşadıklarıyla deneyim kazandığını ve olgunlaştığını öğrenecekti. Bunu öğrenirken nice yollar yürüyecek, o yollarda yüreklerine batan dikenlerle mücadele edeceklerdi.
Sevdanın yolu her zaman çiçekli bahçelerden geçmez. Aşkta maharet, dikenlerin arasındaki çiçekleri görebilmektir.