Günümüz iş dünyasında kar odaklı zihniyetin sonuçları itibari ile sürdürülebilirlik yarışında geri planda kaldığı görülmektedir. Dolayısıyla bu zihniyetin görülmemiş bir hızla terk edildiği, yerine insan odaklı, etik değer ve ilkeler bazında bir yönetsel yaklaşımın ele alındığı gözlemlenmektedir. Globalleşen iş dünyasında örgütlerin artan karmaşık yapıları, iç ve dış paydaşlara olan etkileri bir bütün olarak değerlendirildiğinde örgütsel bağlamda etik değerlerin önemi ön plana çıkmaktadır.
Felsefenin ana disiplinlerinden biri olan etik, tarih boyunca düşünürler ve filozoflar tarafından ele alınmıştır. Bununla birlikte kavram, geçmişin normatif yaklaşımı dışında, ancak 20. yy'ın başlarından itibaren liderlik çalışmalarında geniş kapsamlı olarak incelenmeye başlanmıştır. Etik değerler temelinde inşa edilen lider davranışları toplumsal, örgütsel ve iş gören bazında sonuçlar doğurmaktadır. Etik lider davranışları örgütün sürdürülebilirliğine önemli katkıda bulunurken; iş görenin birçok olumlu sosyal davranışlar sergilemesine neden olmaktadır.