Tüm İtalya Yarımadası ile Sicilya ve Sardunya adalarında yaşayan Etrüskler, Avrupa'da yaşayan Türk boyları arasında kültürel olarak en gelişmiş olanıydı. Yarattıkları parlak uygarlık onları tüm Akdeniz bölgesine egemen bir toplum durumuna getirdi. Etrüskler, Roma kent krallığından Roma Cumhuriyeti'ne ve daha sonra Roma İmparatorluğu'na dönüşen antik çağın en büyük devletini kurdular ve yönettiler.
Roma İmparatorluğu'nun bölünmesinden sonra Batı Roma İmparatorluğu önce Avrupa Hun Türklerinin saldırılarıyla zayıfladı, ardından da Karadeniz Bozkırı'ndaki Gut ("Got") Türklerinin göçleri ve saldırılarıyla dağıldı. Selçukluların saldırılarıyla zayıflayan ve küçülen Doğu Roma İmparatorluğu'nu ise Osmanlılar ortadan kaldırdı. Osmanlıların Batı Anadolu ve Balkanlar'daki Doğu Roma topraklarını ele geçirmesinden sonra artık bir kent devleti durumuna dönüşmüş olan Konstantiniye'yi 1453 yılında alan II. Mehmet, kendisini Kayser-i Rum (Roma İmparatoru) ilân etti.
Ancak Etrüsklerin tarihi olağanüstü çarpıtılmıştır. Bu çarpıtmanın geçmişi, Romalı tarihçi Titus Livius'a kadar dayanır. Çağdaş tarihçilerin çoğu ise Etrüsklerin soyu tükenmiş bir dil konuştuklarını ve milat başlarında Proto Hint-Avrupalı Latinler arasında eriyerek tarihten silindiklerini öne sürerler. Oysa, yirminci yüzyılın başlarında ortaya atılmış olan Proto Hint-Avrupa (PIE) teorisi hiçbir bilimsel temele dayanmaz, çünkü var olduğu öne sürülen PIE dilinden kalan hiçbir yazıt yoktur. PIE diline özgü olduğu öne sürülen tüm başı yıldızlı sözler (kelimeler) ise kafadan uydurmadır. Bu açıdan Batı dil bilimciliği, kanıt üzerine değil varsayım üzerine kurulmuştur. Proto Hint-Avrupa Teorisi gibi Latin Teorisi de bilimsel dayanaklardan yoksundur ve Batılı tarihçiler tarafından yalnızca mitolojik bilgilerle açıklanabilmektedir.