Yüzyıl önce açılan ve içinde pek çok bileşeni barındıran vesayet parantezi kapanıyor. Türkiye günahlarıyla yüzleşiyor, mazlumlarıyla helalleşiyor, komşularıyla barışıyor. Bir anlamda kendiyle yeniden tanışıyor.
Biz de bu tanışma faslına bir ayna tutmak istedik. Türkiye'nin son yüzyılını, içinde bulunduğumuz puslu havanın deniz fenerlerinden biri olan Etyen Mahçupyan'la konuştuk.
"Elimizden gelecek ve çabayı anlamlı kılacak olan şey, birlikte ortak sağduyumuzun peşine düşmekten ibaret... Tarih ve sosyolojinin her zaman siyasete üstün geleceğini unutmamak, sürdürülmesi gerçekçi olmayan parantezleri açma hevesinden uzak durmak, belleğimize ve taşıdığımız kültüre dokunan bir birliktelik zemini aramak...
Her geçiş dönemi bu hedefleri aradığını varsayar. Ama çoğu bulduğu çözümün zaten aranan olduğunu kanıtlamanın peşine düşer. Bu nedenle toplumsal nirenginin sağlam kalması lazım... Bu da nesnel ve samimi bir tanıklığa, başkalarına uzanmaya, birlikte düşünmeye muhtaç.
Bir kitap bunu yapmaya yeterli olmaz elbet...
Ama hiç yoktan iyidir."