Fütüvvet kavramı, Kur'ân-ı Kerîm'de Hz. İbrâhim ve Ashâb-ı Kehf'i niteleyen "yiğit, delikanlı" (Ar. فتى) kelimesinden türetilmiş ve "cömertlik, cesaret, gençlik, yiğitlik, mertlik, fedâ" anlamlarını ihtiva eden bir kavramdır. İslâm dünyasında, hem ferdin iç dünyasını hem de toplumsal ilişkilerini belirleyen Kur'an temelli erdemleri öne çıkaran tasavvufî bir kavram olarak kullanılmaya başlanmıştır. Müslüman toplumlarda fütüvvet kurumu, sosyal bir kavram ve tasavvufî bir anlayış olmasının yanı sıra, Ahîlik teşkilatında görüldüğü gibi resmî bir toplumsal ve ekonomik teşkilatlanma biçimi olarak da öne çıkmıştır. Onun temelinde ise "Din, güzel ahlâktır." ilkesinin, gençler ve meslek erbabı başta olmak üzere toplumun bütün katmanlarına kök salması gayesi vardır. Bu bakımdan fütüvvet anlayışı, gençlere, topluma ve özellikle de meslek erbabına sünnet temelli, toplum yararını önceleyen ve fedakârlığa dayalı bir ahlâk anlayışını sunar.
İmam Gazzâlî'nin (ö. 1111) öğrencilerinden biri, kendisinden pek çok alanda ilim tahsil etmiş olmakla beraber bu bilgilerden hangisinin âhiret için faydalı olacağını öğrenmek istemiş, bunun üzerine o da bu öğrencisine hitaben "Ey oğul" diye başlayan bölümlerden oluşan bu risâleyi kaleme almıştır. Gazzâlî eserinde öğrencisini çalışmaya, ibadete, nefsini arındırmaya teşvik eder. Genel anlamda bu risâle âdâb-ı muaşeretten, nefsin iyi ve güzel olana yönlendirilmesine kadar genç bir insanın kendini terbiye etmesinde esas alacağı ilkeleri ortaya koyması, yani bir "fetâ" portresi çizmesi bakımından tam anlamıyla bir fütüvvet risâlesi karakterini taşır.