Türk edebiyatı eşsiz bir hazinedir. Zamanları aşan metinler bizim dünyaya bakışımızdır. Onların her defasında okurunu heyecanlandıran, uyaran ve çağrıda bulunan bir sesi vardır. Teselliden mücadeleye, azim ve dayanışmaya kadar kültürümüze mahsus tavırların hemen hepsi onlarda mevcuttur. Bir duygu, düşünce ve zevk üstünlüğü antolojisidir onlar. Modern edebiyatla beraber bunun azaldığı ya da kendisini kaybettiği iddiaları yersizdir. Dil ve edebiyat dünyamız yenilikler içerisinde ilerlemektedir ve zamanın içindeki kaydını tutmaktadır. Elbette bu yazılarda saptanılan ve analiz edilenler de bunun bir parçasıdır. Kültür ve edebiyat, geçmişten bugüne, bugünden geçmişe yolculuk etmek demektir. Bu yazıların hem aşinalık taşıması hem de yeni şeyler söyleme cesareti bununla ilgilidir.
Kitapta yer alan şiir üzerine yazılar, harf ve resim ilişkisinden geleneğe, modern şiirimize ve özellikle İkinci Yeni durağına ilişkindir. Roman türündekiler ise Kemal Tahir, Oğuz Atay, İhsan Oktay Anar, Hasan Aycın başlıkları itibarıyla gelenekten gerçekçiliğe ve modernistten postmoderne açılan örnekler üzerindedir.