Nüzul döneminde sadece Allah'ın kelamı olarak görülen Kuran, hicri ikinci asrın başlarından itibaren halku'l-Kur'ân meselesiyle birlikte ezeli olup olmadığı yönündeki tartışmalara konu olmuştur. Kur'anın yaratılmadığını savunan Ehl-i hadîs ile yaratıldığını savunan Mutezilî gelenek arasındaki iki görüş, kelâm-ı nefsî ve kelâm-ı lafzî formülü ile hicri üçüncü asırda uzlaştırılmıştır. Neticede Kur'an'ın yaratılmışlığı görüşü Mutezilî geleneği, manasının ezeli, lafzının yaratılmış olduğu görüşü de Sünnî geleneği temsil eder hale gelmiştir. Modern dönemlere gelindiğinde ise Kur'an'ın mahiyetine dair tasavvurların onun anlaşılması ve yorumlanmasıyla ilgili faaliyetleri etkilediği kabul edilmiş, daha özelde kimi araştırmacılar ezeli Kur an tasavvurunu bir dogma olarak niteleyerek, bu tasavvurun bazı anlama ve yorumlama problemlerine yol açtığını iddia etmişlerdir. İşte elinizdeki bu eser; zikredilen iddiaların tutarlılığını ve ilgili tasavvurun klasik ve modern dönem tefsir geleneğindeki yansımalarını tespit etmeyi hedeflemektedir. Böylelikle vahyin mahiyetine dair sahip olunan bir tasavvura göre Kur'an tarihi, ilimleri ve yorumlarının ele alınış biçiminin farklılaşıp farklılaşmadığı ortaya konmuş olacaktır.