Osmanlı'da yerli polisiye serüveni, Ahmet Mithat Efendi'nin 1884 yılında yayımlanan "Esrâr-ı Cinâyât"ı ile başlar. Zaman içinde Amanvermez Avni, Amanvermez Kadri, Kara Hüseyin gibi esas kahramanın polis olduğu eserlerin yanında Fakabasmaz Zihni, Cingöz Recai, Nahit Sami gibi esas kahramanın suçlu olduğu eserler de okuyucuyla buluşur.
Hüseyin Nadir tarafından Fantoma'dan esinlenerek kaleme alınan, yazarın deyişiyle, yalnız İstanbul'un değil; bütün dünyanın en kurnaz, en ele avuca sığmaz en usta hırsızı "Fakabasmaz Zihni"nin maceraları 1922'den 1927'ye kadar devam eder.
Fakabasmaz Zihni, en yakın yardımcısı Cin Ali başta olmak üzere etrafında topladığı avanesi ile birlikte, savaş ve yenilgi yıllarının karmaşasında çeşitli dalaverelerle gayrımeşru yollardan servet edinmiş şahısların kâbusu olur. Bunlardan ele geçirdiği paraların büyük bir kısmını da dullara, yetimlere, fakir fukaraya dağıtarak halk arasında da sempati kazanır. Bütün İstanbul polis teşkilatı peşinde koşmasına rağmen üstün zekâsı ve yetenekleriyle her seferinde yakayı kurtarmayı başarır.
Fakabasmaz Zihni ve avanesiyle beraber eski İstanbul sokaklarında maceradan maceraya koşarken kimi zaman takdir edecek kimi zaman da dehşete düşeceksiniz.