"Şimdi suratına bir tane çaksam, sanat diyebilir miyim buna?" "Yılın en iyisi... Bildiğiniz şahaser." -Nick Hornby- Time, Guardian, Amazon, Esquire, People ve Kirkus'un "Yılın En İyi Kitabı" seçkilerinde. Bay ve Bayan Fang yaptıkları şeye sanat diyorlardı. Çocuklarına göre ise bu bir tür şeytanlıktı. Şayet Caleb ve Camille Fang gibi hayatınızı performans sanatına adamışsanız ve yapıtlarınız gerçekliği çarpıtmak üstüne kurulmuşsa, konu ebeveynliğe geldiğinde kimse sizden harikalar beklememeli. İnanmazsanız Buster ile Annie Fang'e sorun. Onlar kendilerini bildi bileli (istemeden) anne babalarının zirzop yapıtlarında rol aldılar. Ama sonra büyüdüler, önce anne babalarının yarattığı garip dünyanın ötesine adım attıkları yaşa, ardından o dünyada tutunamayıp, kurdukları yaşamların başlarına yıkıldığı yaşa geldiler. Biri sancılı bir yazar, diğeri Hollywood'da umut veren bir aktris olan iki kardeş, büyüdükleri eve dönmekten başka çare göremediler. Ancak anne babaları onlarla ilgilenemeyecek kadar meşguldü; "başyapıtımız" dedikleri son bir performansı hayata geçirmeye hazırlanıyorlardı. Çok geçmeden hırslar çarpıştı ve her bir Fang üyesi çok önemli bir kararın eşiğine geldi: Önemli olan aile miydi, yoksa sanat mı? Kevin Wilson'ın pek çok yayın organı tarafından "yılın en iyileri" seçkisine dahil edilen ve yakında sinemaya uyarlanacak romanı Fang Ailesi, sürekli çatışan ama birbirini sevmekten asla vazgeçmeyen tuhaf bir ailenin eşsiz hikayesi.