Osmanlıyı diğer hanedanlardan farklı kılan hususlardan biri de padişahve şehzadelerin sanat ve edebiyata olan ilgileridir. Başta padişahlarla şehzadeler olmak üzere hanedan mensupları hem sanat ehlinidesteklemişler hem de kendileri de şiir ve musiki ile alakadarolmuşlardır. Memleket meseleleri ve çekişmelerle yorulan ruhlarınısanatın gücü sayesinde dinçleştirmeyi amaçlamışlardır.Bu kitapta umutlarla dolu hayatı trajedi ile sonlanan ve kısacıl hayatında edebiyatımıza bir Divançe kazandıran II. Osman'ın edebîyönü ele alınmıştır. Atları çok sevdiği için mahir süvari anlamına gelenFârisî mahlasını kullanan padişahın, kısacık saltanatında hem şairlerinhamisi olduğu hem de kendisinin bu sanatta kalem oynattığının altıçizilmiştir. Sağlam bir gelenekten beslenmeyen sanatın payidar olmasımümkün değildir. Bu yüzden çalışmamızda Genç Osman'ın şiirleriningünümüzün diline çevrilmesi hedeflenmiştir. Böylece talihsiz padişahınaziz hatırasının yaşatılması amaçlanmıştır.