On seneyi aşan öğretmenlik meslek hayatımda, birçok sınıfın dersine girdim. Öğrencilerim, farklı memleket, farklı anne-baba profilleri, farklı sosyoekonomik koşullara sahipti. Ortak noktaları ise parlayan gözleri ve öğretmenleri sınıfın tek güç sahibi gibi algılayan kültürleriydi. Kültür, toplumların sahip olduğu ve gelecek nesillere aktardıkları her şeyi ifade eder. Toplumun her bir bileşeni de benzer şekilde kendine özgü bir kültür barındırır. Zenginlik ifade eden bu kavram yine de gelişmeye ve değişmeye muhtaçtır. Günümüzde oldukça popüler olan 21.yy. becerilerini ve buna sahip olması beklenen öğrencileri, sadece öğreteni merkeze alan, öğreneni pasif bir edinme sürecine iten sistem ile elde etmek güç görünmektedir. Dolayısıyla sınıflarımızda ve okullarımızda kazandırmak istediğimiz becerilere paralel mevcut genel durumdan farklı bir kültür oluşturarak ulaşmayı denemek oldukça önemlidir. Bu kitap, geleneksel olmayan bakış açısı ile öğrencilerimizi anlamayı, olumlu mantralar oluşturmayı, içsel motivasyon süreçlerini aktif hâle getirmeyi, olaylar karşısında reaktif olmak yerine proaktif olmayı anlatıyor ve çocukların üstün menfaatine kafayı yoran bütün kanun yapıcı ve uygulayıcıları, araştırmacıları ve ebeveynleri hedefliyor.