Bireyler farklı sosyo-kültürel, sınıfsal, etnik, dinsel ve cinsel gruplara ait olabilirler. Ancak herbiri biriciktir ve kendine has özellikler taşırlar. Onları tanımlayan sıfatlardan sıyrıldıklarında herbiri birer özne olarak karşımızda dururlar. Biricik olma halleri nedeniyle doğaları itibariyle birbirlerinden zaten farklıdırlar, ama neo-liberal ve küresel düzlemde farklılıklarımıza vurgu yapmaya devam ederiz. Bunu yaparken de insan olmaktan kaynaklanan benzerliklerimizi unutmaya, bizi bir arada tutan ortak referanslarımızı gözardı etmeye ve kendi yaderk (heteronom) cemaatlerimize çekiliriz. Modern devletler, farklılıkların birarada yaşamalarını mümkün kılabilmek için farklı siyasal projeler gerçekleştirmişlerdir. Cumhuriyetçilik ve çokkültürcülük bunlardan en önemlileridir. Ancak, bugün gelinen noktada, her iki yaklaşımın da kendi retoriklerinden uzak bir şekilde varolan toplumsal ve siyasal sorunları çözmek yerine derinleştirdiği görülmüştür.