Farzet ki Dönemedim, Sazkaya'nın memleketinde geçen çocukluğunun ve ilk gençliğinin izlerini sürerken geleneksel yaşamın, gurbetçiliğin, gidenlerin, geride kalanların, yayla göçlerinin, eski konakların, deli horonların, yağmurlu eski günlerin hüznüne çağırıyor okuru. Artık bir daha geri gelmeyecek olan zamanları, modernliğin yok ettiği geleneksel yaşamları yeni kuşaklara aktarma gayesini taşırken beraberinde derin bir umutsuzluğu da hissettirir bizlere.
Kitap baştan sona bir ağıt diliyle sarmalar bizi. Öyle ki sayfalar arasında ilerlerken çocukluğunuzun pencereleri açılıverir birer birer. Özgür mevsimlerde oynadığınız oyunlar, büyüklerinizin anlatmış olduğu masallar, çocukluğunuzun ruhu, eski dünyanın yaşam rituelleri dile gelir kederli bir ezginin eşliğinde. Kayıp cennetiniz ve çocukluğunuz bulur sizi ve sitem dolu bakışlarla "Nerede kaldın?" diye sorar.
Farzet ki Dönemedim baştan sona hüzünlü bir şarkı aslında…