Pervane aşk ateşiyle yanarak, hakikî, mecazi derdinden uzak bir halde can u gönülden muma talip oldu. Zavallının talep dışında bir işi yoktu. Gözleri mumun hayaliyle kapanmış, arıyordu onu. Bu sadık âşık aşıklıkla açtı gözünü. Gözü vefa yolunda, gönlü Allah'ın keremine muhtaç bir halde dolaşıyordu. Evini barkını terk edip avare olmuş, ağlamaktan kendini kapıp koyuvermişti. Dertliydi, avareydi; yarinden, diyarından uzaktaydı. Rızkı aşk vadisinde gözyaşı ve kebap olmuş bir ciğerdi. Canı ayrılığa alışmış, gönlü gam ve arzu ile dolmuştu.
İstanbul'un fethinden sonra Osmanlı sultanlarının ilgisini çeken Şem' ve Pervâne risaleleri, sembolizmi unutmuş günümüz dünyasında dünyevi ve ilahi aşkın felsefesini anlamak isteyenlere kaynaklık ediyor. Şem' ve Pervâne, Prof. Dr. Mehmet Kanar'ın klasik Fars ve Türk Edebiyatında kelebeğin ışığa yolculuğunu konu alan şairlerin ve onların mesnevilerinin bir incelemesi.