Ege'de bir deniz feneri!
İrem Uşar ilk kez çocuklar için yazdı.
Doğayı ve insanları derinlemesine gözlemleyerek öyküleştiren İrem Uşar, ilk çocuk kitabını gerçek bir deniz feneri üzerine kurguladı. Kültürel mirasın en bilindik, en sempatik simgelerinden olan deniz fenerleri, teknolojik gelişmelerle yitirilen değerleri hatırlatarak, öykünün merkezine oturuyor. Yakın arkadaşları hayvanlar olan, doğayla iç içe yaşayan küçük bir çocuğun, "evindeki" fenerin ışığıyla kurduğu dostluk, masalsı bir tatta anlatılıyor. Ege kıyısında, Assos yakınlarındaki Sivrice Deniz Feneri için özel olarak projelendirilen kitap, usta sanatçı Huban Korman'ın desenleriyle canlandı.
Yaralı bereli, yaramaz oğlan, ailesiyle birlikte, kayalıklardaki deniz fenerinde yaşıyordu. En iyi oyun arkadaşları, köstebeği Arpacık'la yılanı Zilli'ydi. Oğlanın babası, aile geleneğini sürdürüyor, gemilere yol göstermek için, her gece aynı saatte fenerin ışığını yakıyordu. Fenerin ışığı, yaramaz oğlanın en sevdiği şeydi. Ama bir gün postacı kapıya öyle bir zarf getirdi ki, ailenin dünyası allak bullak oldu. Yaramaz oğlan, fenerin ışığına ne diyeceğini şaşırdı!..