20. yüzyılın ilk yarısında fenomenolojik gelenek bağlamındaki değer tartışması temelde estetiğin bir bilim olmasıyla ilgilidir. Erken dönem fenomenolojik değer tartışmasında Moritz Geiger, Roman Ingarden ve Nicolai Hartmann önemli bir yer tutar. Bu çalışma Geiger ve Hartmann'ın estetik değer tartışmasına odaklanmaktadır.
Husserl, Lipps, Kant ve Hegel bu tartışmada esaslı roller oynamaktadır. Gerek Geiger, gerekse Hartmann için estetik, değerlere ve değer ilişkilerine dair bir araştırmadır. Ancak her iki filozofun eğilimi ve estetik değeri temellendirme biçimi temelden farklıdır. Varoluşsal eğilimler sergileyen Geiger estetik değeri varoluşsal olarak temellendirirken, felsefi sisteminde varlık bilimin merkezi bir yer tuttuğu Hartmann estetik değeri varlıkbilimsel olarak temellendirmektedir.
Güzelliğin gerçek (real) bir şey değil, bir görünüş olduğu noktasında hemfikir olan iki filozofun da idealizmden kaçınma çabası hemen fark edilmektedir. Hem Geiger, hem Hartmann için estetik değer, duyguların nesnel karşılıkları olsa da Hartmann bunu daha da sistemleştirmekte ve değerleri değer duygusu üzerinden sınıflandırmakta, temellendirmektedir. Onun bizdeki değer duygusunu temel alarak yaptığı bu ayrım, ona göre, estetik değer konusunun en uygun ve en zor kısmını oluşturur.
Estetik değeri sırf görünüş değeri olarak tanımlamanın doğru ve tutarlı olamayacağını savunan Habip Türker'in bu eseri, Türkçede Hartman estetiği ile ilgili çalışmalardan farklı olarak, söz konusu filozofun estetiğine, Hegel lehine, daha analitik ve eleştirel yaklaşmaktadır.