15. yüzyılda yaşamış olan Fezâyî, sesini kendi asrından öteye ulaştıramamış, asırlar boyunca herhangi bir kaynakta adı yâd edilmeden, Divan'ını gizli bir hazine suretinde kütüphane raflarında saklamıştır. Şimdi bu gizli hazinenin açılıp edebiyat tarihinde, klâsik Türk şiirinin kuruluş aşamasında kaliteli eserler kaleme almış olan bir şahsiyetin söz gevherlerini saçma vakti gelmiştir.
Fezâyî, 15. asrın önemli isimlerinden Şeyhî'nin adını Divan'ında hürmetle yâd eden, kendisi de en az onun kadar başarılı şiirler kaleme alan bir şairdir. İnsanî hislerini, tasavvufî düşüncelerini, din duygusunu, eğlence kültürünü, sevdasını ve sevdiği güzelin kusursuz güzelliğini eserlerinde terennüm eden bu şair, edebiyat tarihindeki müstesna yerini almak için asırlar sonra yeni okur zümresiyle buluşuyor. Türkçenin 15. yüzyıldaki berraklığını ve samimiyetini aksettiren beyitlerinde Fezâyî, teknik hususlardaki başarısı ile de göz dolduran bir şair olarak dikkati çekiyor.