Hikâyelerimiz ne zaman başlar ne zaman biter? Doğduğumuzda mı, yaşarken mi yoksa öldükten sonra mı? Filler Ölüme Yalnız Gider, başlangıcına ve bitimine sınır konmamış hikâyelerden oluşuyor. Kulaklarımıza gelen sesler kâh toprak altından kâh farazi âlemden kâh gerçek dünyadan gelmekte. Her biri bize dair sayısız detayı fısıldamakta; unutmayalım, önemseyelim diye!
Ölümden dönen bir genç kız, ölüme koşan bir kadınla yan yana… Sevenler, ayrılanlar, kavuşanlar, birbirini özleyenler, hüzünler, sevinçler, hayal kırıklıkları, umutlar; yine yan yana, yine iç içe… Tıpkı hayatın kendisi gibi her şey ve herkes bir arada…
Delice bir coşkuyla akıp duran hayat olanca görkemi ve albenisi ile sarar sarmalar bizi. Bir taraftan da bir yerlere, bir şeylere hazırlar. Filler Ölüme Yalnız Gider 'de işte bu hazırlığın ve coşkulu akışın ayrıntılarla örülü hikâyeleri anlatılıyor. Durup düşünmek ya da hikâyelerin müthiş seyrine dalmak ise birer tercihten ibaret!