Film kurgusu, dışarıdan bakıldığında görüntülerin belli bir sıraya göre dizilmesi gibi görünse de, aslında bunun çok ötesinde bir anlam ve etki yoğunluğuna sahiptir. Kurgu kuralları ve teknikleri, insan beyninin işleyişi ve algılaması düşünülerek oluşturulmuştur; uydurma, rastgele, fantezi kurallar değillerdir. Bu ilkeler, verici (yönetmen) ve alıcı (seyirci) arasındaki ortak bir dilin kullanımıdır.
Sinema kurgusunun 100 yılı aşan birikimini yansıtan bu çalışma, kurgunun kurallarını koymak ya da mevcut kuralları göstermenin ötesinde, sinemaya yeni boyutlar kazandırma, anlatının sınırlarını genişletme, sinemanın içsel zekasını anlama ve filmleri bu yolla anlamlandırma yolunda bir çabadır.