Küreselleşme süreci ve teknolojik yenilikler, finansal sistemin gelişimini hızlandırarak finansal ürün ve hizmetlere erişimi kolaylaştırmıştır. Ancak finansal sistemde yaşanan gelişmelere rağmen dünya nüfusunun büyük bir kısmının finansal sistemin dışında kaldığı görülmektedir. Dolayısıyla finansal dışlanma sadece gelişmekte olan ülkelerin değil gelişmiş ülkelerin de yaşadığı bir problemdir. Özellikle 2008 krizinden sonra konunun önemi daha iyi anlaşılmış ve finansal içerme sürecine yönelik çabalar hız kazanmıştır. Finansal ürün ve hizmetleri, toplumun bütün kesimlerine hızlı, kolay, uygun fiyatlarla sunarak finansal sistemin dışında olanları sistemin içine çekmeyi ifade eden "finansal içerme" kavramı sürdürülebilir kalkınma amaçları ile de yakın ilişkilidir. Yoksulluk, kapsayıcı büyüme, finansal istikrar, kayıt dışı ekonomi gibi çok sayıda alan ile etkileşim içinde olması nedeniyle finansal içerme, uluslararası kuruluşlar tarafından sürdürülebilir kalkınma amaçlarına ulaşmayı kolaylaştırıcı bir araç olarak nitelendirilmektedir. Bu nedenle finansal içermeye yönelik araştırmalar giderek artmaktadır. Ancak konunun kavramsal yönüne odaklanan çalışmaların, özellikle Türkiye'de sayıca az olduğu ifade edilebilir. Bu çalışmada finansal içermenin tanımı, temel özellikleri, önemi, hangi yöntem ve değişkenlerle ölçülmeye çalışıldığı gibi temel unsurlar hakkında bilgiler verilerek kavramın daha iyi anlaşılmasını sağlamak amaçlanmıştır. Ayrıca finansal içerme düzeyinin artırılmasına yönelik politikalar, ülke örnekleri üzerinden incelenerek Türkiye için önerilerde bulunulmuştur.