L. Ostrover bir Rus işçisidir. Ostrover'in yaşam hikâyelerini kaleme aldığı dört "Fırtına Kuşu", Rus işçi sınıfıyla başlayan ve dönemimiz tarihine yeni bir yön verecek olan şiddetli fırtınanın habercileridir. Birbirine bağlanan dört anlatı, fırtına kuşlarının sürdürdüğü devrimci mücadeleler kapsamında elde ettikleri başarı, kazanım ve zaferleri, aynı zamanda katlanmak durumunda kaldıkları acı yenilgileri yansıtıyor.
Fırtına Kuşları bizi 19. yüzyılın '70'li ve '80'li yıllarına, Çarlık rejiminin karanlık dönemlerine taşıyor. Kapitalizm, Rusya'da toprağa bağımlılık üzerine kurulu ilkel kölelik koşullarının tasfiyesi ve hızla çözülmesiyle birlikte bir gelişim evresi yaşadı. Bu gelişim dolaysız olarak işçi sınıfının ortaya çıkışını ve işçi hareketinin gelişimini de bağrında taşıdı.
"Önümüzde, bütün gücüyle düşman kalesi duruyor ve üzerimize yağdırdığı kurşun ve gülleleriyle en iyi savaşçılarımızı vuruyor. Bu kaleyi ele geçirmek zorundayız ve bu kaleyi, eğer uyanan proletaryanın tüm güçlerini Rus devrimci güçleriyle ortak bir partide, Rusya'da diri ve dürüst olan her şeyin çekim merkezi olan bir partide birleştirebilme yeteneğini sergileyebilirsek, bu kaleyi ele geçiririz. Sadece o zaman Rus devrimci işçisi Pyotr Alekseyev'in kehaneti hayat bulur, ete kemiğe bürünür: Emekçi halk adaleli kollarını kaldıracak ve süngülerin yardımıyla korunan despotizmin boyunduruğu tuz buz olacaktır." (V.İ. Lenin)
İşçi yazar L. Ostrover'in bu kitapta tanıttığı Alekseyev, Çarlık Rusyası'nda büyüyüp gelişen Ekim Devrimi'nin ön habercisi "Fırtına Kuşları"ndan biridir.