Çocukluğumun Ada'daki köşkte geçen yaz tatilleri dışında, ben hep bu beton apartmanların odalarında yaşamıştım. Beton odaların tavanları, önceleri çok yüksek ve kartonpiyerli iken giderek alçalıp, sadeleşmiş, odaların boyutları giderek küçülmüştü. Anneanneme ailesinden kalan avizelerin önce zincirleri kısaltılmış, sonra da onları dar odalardan, daha geniş ve yüksek tavanlı evlere terfi ederek bizimle yer değiştiren kişilere satmıştık. Anneannem, bizden eşyalarımızı satın alacak güve sahip o kişileri hep küçümsemişti nedense. O baygın yeşil gözleri ile bir devrin tüm ihtişamını görmüş ve yaşamıştı. Ben sadece ondan duyarak imrenmiş, özenmiş ve hayal etmiştim. "Türk öykücülüğünün en önemli iki ödülünü, 1995 yılında Haldun Taner Öykü Ödülü'nü, 1996 yılında ise Sait Faik Öykü Ödülü'nü kazanmış bir başyapıt: Foto Sabah Resimleri..."