Alain Badiou, yirminci yüzyılın ikinci yarısında öne çıkan Fransız filozof veya düşünürlerinin bir bakıma öznel denebilecek bir bilançosunu çıkarıyor: Sartre, Ricoeur, Althusser ve Lacan'dan Deleuze, Foucault ve Rancière'e bir dizi filozof üstüne "yaşam", "kavram", "özne" ve "eşitlik" gibi mihenk taşlarını esas alan derinlikli okumalar yapıyor.
Önsöz'de, odaklandığı dönemi ana hatlarıyla değerlendirirken şöyle diyor: "Fransız felsefesinin bu ânı, Alman düşüncesinin yeni bir şekilde sahiplenilmesi, yaratıcı bir bilim görüşü, siyasal bir radikallik, sanatta ve yaşamda yeni biçimlerin arayışı anlamına gelmiştir. Tüm bunlarda söz konusu olan, kavrama ilişkin yeni bir tertip, kavramın kendi dışıyla ilişkisinin değişmesi olmuştur. Felsefe varoluşla, düşünceyle, eylemle ve biçimlerin hareketiyle yeni bir ilişki önermek istemiştir."
Dünyanın pek çok yerinde olduğunda gibi Türkiye'de de heyecan uyandıran bu "yeni ilişki"nin içeriden analizlerini bulacağınız Fransız Felsefesinin Macerası, zevkli olduğu kadar ufuk açıcı bir okuma deneyimi.