1915 yılından itibaren Doğu Anadolu'nun hemen hemen her ilinde, her vilayetinde, her kasabasında, her köyünde Ermenilerin yapmış olduğu mezalimleri en azı yaklaşık yüz sene sonra Hocalı'da, Hocavend'de, Karadağlı'da, Ağdaban'da yaptıkları mezalim ve soykırımla eşdeğer olduğu hemen hemen aşikar. Karabağ'da Ermenilerin yaptıkları en yakın tarihte gerçekleştiği için orada yaşananları, dünya kamuoyu görmek, duymak ve fark etmek isterse, onlara kanıtlarıyla sunmamız mümkün. Ama yüz seneyi aşkın bir süre önce yapılmış soykırımlar yavaş yavaş o acı olayları yaşamış canlı tanıkların bu dünyadan göç etmesiyle tarihe karışıyor, insanların aklında sadece masalımsı bir anlatım kalıyor. Beş sene, on sene sonra bu olayların unutulma ihtimali de mümkün. Ama bu yaşanmışlıklar yazılırsa, gelecek nesillere öyküler, romanlar, kısacası kitaplar aracılığıyla anlatılırsa, o zaman bizim belleğimizden bu olayları, yaşanan bu soykırımları hiçkimse silemez. Bırakın silmeyi, daha da belleğimize kazınır bir toplum olarak.
Yazarın gelecek nesillere vasiyetidir.