"Sana bir dünya çiziyorum Salih," diye cevap verdi Asude. "İçinde kendini ve kendinle birlikte her şeyi bulabileceğin bir dünya. Hüküm vermem ben, sezdirmeye çalışırım hakikati. Bilinen gerçekler bir klişeden ibaret, bu yüzden artık hissetmek zamanı. Kadınların alın yazısı süs eşyası olmak değil oğlum. Hiç kanamayan yaralar vardır çok acı veren. Benim de içim bu tür yaralarla dolu. Ama bunu kimse bilemez. Ben, kimsenin aksesuarı olmaya talip olmadım. Evlenmeyi de hiç düşünmedim. Âşık olmadan evlenmek, ölümünü ilan etmesidir insanın. Eşit seviyede olmayan aşkı da istemiyorum. Ailemin dışındaki yabancılarla kalıcı bir hayat süremem. Sevmediğim bir erkek bana yaklaştığında boğuluyormuşum gibi hissederim kendimi. O yüzden kendimi ailemden uzakta düşünemem. Zor bir kadın gibi görünürüm ama aslında munis bir kediyim sevdiğim adamın yanında."
Başını bir an Boğaz'ın serin sularına çevirdi Asude. Bir müddet konuşamadı. Sonra yine Salih'e döndü. "Bu adam sensin Salih," dedi. "Anlamasan da bu adam sensin."