Galatasaray demek "kültür" demektir. Galatasaray demek "öncü" demektir. Galatasaray demek "çağdaş" olmak demektir. Elbette Galatasaraylı olmak, Galatasaraylı gibi düşünmek, Galatasaraylı gibi yaşamak "Galatasaraylılar'ın" özelliğidir.
Galatasaray, okulun kuruluş yıl dönümü olan 1870 yılında Beden Terbiyesi öğretmeni Curel, öğrencileri okuldan Kağıthane'ye kadar yürütür. Yenilen pilavdan sonra ilk kez "Atletizm yarışması" yapılır. Kağıthane'de soluk soluğa biten koşunun birincileri kimlerdir?.. Bu meçhul. Ama Galatasaray'lı bugün "Kağıthane'de ilk kez başlattığı" sporda öncü olmanın koşusunu ve liderlik meşalesini hâlâ elinde tutuyor. Ve, sporun her dalında öncü ve lider olmanın sorumluluğu ile spor alanında ve "Galatasaraylılık ruhu" ile yarışıyor, işte bu nedenle diyoruz ki, sporda Galatasaraylı olmak bir imtiyazdır.
-Kazım Kanat-
Galatasaray Kulübünün, Türk sporundaki yerinin ne denli büyük olduğunu kanımca tekrarlamaya hiç gerek yok... Sarı kırmızılı renklere gönül verenler, yıllardan beri büyük bir gururla sürekli zirvede olmanın mutluluğunu ve heyecanını yaşıyorlar... Dünya var oldukça, sarı kırmızılı bayrağının gönderden hiç inmeyeceğini, hep zirvede kalacağını Galatasaray'a gönül verenler çok iyi biliyorlar...
Fazla gerilere gitmeye hiç gerek yok... Sadece Galatasaray futbol takımının son yıllarda neler yaptığına bakmak yeterli... Kabul etmek gerekir ki Galatasaray Kulübü, rakiplerinden çok farklı özelliklere sahiptir...
Sürekli çağdaş kafalarla yönetilir... Türkiye'den batıya açılan büyük bir penceredir Galatasaray... Türk futbolu Galatasaray ile kabuk değiştirdi ve deyim yerindeyse kör talihini yendi.
-Cem Buba-