Kadın edebiyatçılar, ataerkil toplumsal yapıda ve erkek egemen edebiyat alanında kendilerini ifade edebilmek, edebî üretimlerini ataerkil toplumsal yaşamın kadınlara dayattığı yükümlülükler ve onlardan beklenilenlerle sınırlandırmadan sürdürebilmek için geçmişte olduğu gibi günümüzde de mücadele etmeye devam etmektedirler. Bu açıdan bakıldığında, dönemin tanınmış ve entelektüel ailelerinden birine mensup olan Emine Semiye'nin edebiyat tarihimiz içindeki yeri çok daha iyi bir biçimde anlaşılacaktır. Yazarın Gayya Kuyusu adlı eseri Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı sürecinde ülkenin içinde bulunduğu toplumsal ve ekonomik çöküntüyü son derece realist bir biçimde yansıtması açısından önemlidir. Ayrıca yazar, eserde toplum için tabu olarak kabul edilen fahişelerin hayatına da ışık tutarak kadınların eğitimi, sosyal ve sınıfsal adaletsizlik gibi konulara da dikkat çekmeyi başarır. Elinizdeki çalışmanın önemli bir özelliği ise Gayya Kuyusu adlı metnin ilk kez burada Arap harflerinden Latin harflerine aktarılmış olmasıdır. Bu da, eserin bugünün okurlarına ulaştırılmasına olan katkısı açısından dikkate değerdir.