İntikam peşindeki tanrılar ve canavarlarla dolu bir dünyaya adım atacak, aşk için ne kadar ileri gidilebileceğini öğrenecekti. Bildiği tek bir şey vardı: Bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Genç ve yetenekli Romeria, New York City'de mafya için mücevher hırsızlığı yapıyordu. Ancak esrarengiz bir kadın kılıç zoruyla onu hizmetine alınca, Romeria bildiği dünyaya veda etti ve kendini taht kavgalarının, savaşan elflerin, akıl almaz büyülerin olduğu bir diyarda buldu. En yakınlarına ihanet eden bir elf prensesinin bedeninde uyanan Romeria, neler olduğunu anlayana kadar kimliğini gizlemeye karar verdi. Özellikle de ondan nefret eden nişanlısı Kral Zander'dan. İçinden çıkılmaz ölümcül bir komplonun ortasında kalan genç kadın, hem katil olduğuna inanan insanlara karşı kendini savunmak hem de hiçbir geleneğini bilmediği bir toplumda âşık bir prenses rolünü oynamak zorundaydı. Etraflarını kuşatan tehlikenin düğümünü çözmek için ona güvenmeyen kralla el ele vermekten başka çaresi yoktu. Düşmanlar yaklaşırken -ve krala karşı alevlenen duygularıyla savaşırken- Romeria'nın gerçekte kim olduğunu öğrenmesinin zamanı gelmişti.