Her başlangıç dönemi kahramanlara ihtiyaç duyar. Sivil havacılık döneminin başlangıcı ve özellikle gece uçuşlarının başladığı dönem de kendi kahramanlarını yaratmıştı. Bu kahraman pilotlar ölümü göze alarak doğaya ve gecenin karanlığına karşı destansı bir mücadele verdiler. Antoine de Saint Exupery bu kahraman pilotlardan sadece biriydi. Yaşadığı destansı deneyimlerini, Gece Uçuşu romanında, şiirsel bir anlatım ve usta işi bir kurguyla gerçekçi bir başyapıta dönüştürdü.
Antoine de Saint Exupery, Gece Uçuşu'nda insanın iradesiyle neleri başarabileceğini, cesaret, sorumluluk gibi erdemleri anlatıyor. André Gide'nin ifadesiyle, "İnsanın içini titreten bu hikâyenin beni en çok etkileyen yanı sanırım asaleti. Zayıflık, vazgeçme, çöküntü gibi insani özellikler günümüz edebiyatında büyük bir ustalıkla anlatılıyor, ama insanın iradesini kullanarak kendini aşması, işte bunu görmeye özellikle ihtiyacımız var."
André Gide'nin önsözüyle ayrı bir değer kattığı Gece Uçuşu dünya edebiyatının başyapıtlarından biri olarak kabul ediliyor. Andre Gide romana olan hayranlığını şöyle dile getiriyor: "Edebi değeri karşısında da büyük bir hayranlık duyduğum bu eser, aynı zamanda belgesel bir özellik de taşıyor ve bu iki nitelik bir araya gelerek Gece Uçuşu'na eşsiz bir değer kazandırıyor."
Gece Uçuşu, mutlaka okunması gereken bir başyapıt.