Gün ışığı toplayınca saçlarını toprağın üzerinden, alıp götürür tüm yeşilini Lorca'nın. Gece, melankolinin solgun yüzlü anası, yeşilini serpiştirir yeryüzünün önemsiz sayılan köşelerine. Taşın toprağın hiç bitmeyecek kahrının izlerini örten de, gözler önüne seren de gecenin yeşilidir. Yerin uykuya çekilmeden hemen önce makyajını silerken ortaya çıkan yüzüdür biraz da. Bir aydınlanma anının soluk kesici heyecanını insanın zihnine bir türlü ulaştırmayan, haşin bir yüzleşmede dostun sırta sapladığı hançerin kabzasındaki zümrüdü hükümsüz kılan, gecenin o mahir rengidir aslında.