Geçmiş insanoğlunun sırtında ölene kadar taşıyacağı tek gerçeği…
Zeynep'in köyünden kaçarcasına çıkmasından Amerika'ya kadar uzanan öyküsünde bir aile olma hasretiyle yanışına şahit olacaksınız. Bu özlem öylesine tehlikeli bir hal alacak ki tek aşkı Henry için göze aldıkları herkesin hayatını alt üst edecektir.
Sosyetenin içine doğan ve yalıda büyüyen Süreyya'nın ürkek, küçük bir kızdan ünlü bir heykeltraşa dönüşürkenki sancısı hepinizi gözyaşlarına boğacak. Mutluluğu çamurun içinde arayan Süreyya'da içimizde yaşayan ama farkında olmadan sırtımızı döndüğümüz binlerce yüze tanık olacaksınız.
Firuze mankenlik dünyasında parlayan naif bir yıldızken, yanlış bir adama aşık olmasıyla her gün ölümü nefesinde hissederek yaşayan genç bir kadın. Firuze'nin her şeyini kaybederkenki çırpınışı ve kendi iç dünyasına yolculuğu onu tamamen farklı bir hayata sürükleyecektir.
Almanya'da Türk Gelenekleri'nden uzak büyüyen ve sevdiği adamı acı bir şekilde kaybeden Aylin ise, yıllardır sakladığı sırrı korumak için ne kadar ileri gidebilecek?
Bu dört yakın arkadaş, farklı nedenlerle kaçtıkları geçmişleriyle yeniden karşılaşacak ve ne yazık ki bu karşılaşma onları dönüşü olmayan bir girdabın içine sokacaktır.
Geçmişin Yükü, sizi beklenmedik sona giden bir serüven yolculuğuna çıkarıyor.
"Geçmişle yaşamak en ağır hastalık Süreyya! Geçmişi silemezsen, ondan vazgeçemezsen asla yeni gelecek yazamazsın."
"Bu gece bu iş son bulmalı...zamanı geldi."
Ayşegül Kefeli Jones sizi alıp, dünya şehirlerinde, insan hayatlarının içinde öyle bir dolaştırıyor ki, kendinizi uzun süredir beklediği dalgalara nihayet ulaşmış bir sörfçü gibi hissediyorsunuz. Sahici, samimi, akıcı, zeki, hınzır aynı zamanda. Yaramaz bir çocuk gibi.
Bilge EGEMEN
Gazeteci
"Gerçekten soluksuz okuyacağınız nadir romanlardan biri. Çok etkilendim."
Arzu ECE
Müzisyen