Gelecekte bizi neler bekliyor?.. Nasıl bir sürece doğru gidiyoruz?.. Şu anda karanlık bir ortamın içinde olduğumuzu gözlemliyoruz. Bu doğru. Ama o karanlığın içinde parıldayan milyonlarca ışığı da görmediğimizi söyleyemeyiz.
Karanlığın içinde aydınlığa doğru yürüyen milyonlarca parıldayan ruhların kalpleri hep o özlemle çarpıyor. Bir zamanlar yeryüzünde hakim olan aydınlığa yeniden kavuşmanın özlemiyle…
İşte bu özlemin, bu değişimin adıdır Altın Çağ.
Bir zamanlar Hz. İsa boşuna söylememişti "başlangıç neredeyse son da orada olacaktır" diye..
Ezoterizmin içinde saklı bulunan bilgilere göre bir zamanlar yeryüzünde adına Altın Çağ denilen büyük bir mükemmelliyet devri yaşanmıştı. Benzer bilgilere kutsal metinlerde de rastlıyoruz.
Onlar yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden önce gelenlerin akıbetlerinin nasıl olduğuna bakmadılar mı?
Onlar kendilerinden daha çok, daha güçlü ve onların yeryüzündeki eserleri daha üstündü...
(Mü'min: 40/82)
Kur'an-ı Kerim'de tufan öncesi uygarlıkların bizlerden daha ileri düzeyde olduğu birçok ayette vurgulanmış ve belli bir süre sonra da insanlığın tekrar o mükemmelliyete kavuşacağı üstü örtülü bir şekilde dile getirilmiştir. "Dönüşünüz bizedir" sözü yukarı çıkışın son nihai noktasını gösterir ki, bu ayet de birçok surede tekrar tekrar vahyedilmiştir. Bu konu farklı semboller kullanılarak başka ayetlerde de dile getirilmiştir:
Ad ve Semud kavimlerini de helak ettik... Halbuki onlar gözü açık kimselerdi.
(Ankebut: 29/38)
Gözlerin açık ya da kapalı olması; şuursal algılama yeteneğini ifade eden sembollerdir. O nedenle ezoterizmde "gören gözler için her şey apaçıktır" denmiştir.
Geçmişten günümüze uzanan Altın Çağ'ın saklı izlerini ilgiyle okuyacaksınız...