Bireylere yönelen basit çalışma prensipli silahlardan, kitleleri imha etmeyi amaçlayan ileri teknoloji ürünü ve yüksek maliyetli silahlara doğru kısa zamanda uzun sayılabilecek bir yol kat edilmiş ve günümüz itibariyle de geri dönülemez bir noktaya gelinmiştir.
Tarih boyunca dünya egemenliğine ya da en azından başatlığına yönelen devletlerin, bu amaçlarını gerçekleştirebilmek için güçlerini sürekli şekilde arttırma ve diğerleri üzerinde caydırıcı hale getirme çabasında bulundukları bilinmektedir. Bilinen şey başka şey ise, bunu sağlamanın en kısa yolunun devletlerin silahlanmasından geçtiğidir. Ancak günümüz itibariyle gelinen noktada, silahlanmanın aşırı boyutlarda gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Öyle ki sahip olunan silahların birçoğunun kullanım alanı kalmamıştır. Çünkü kullandıkları taktirde sadece yok edilmek istenen düşmanı değil, tüm dünyayı etkileyebileceklerdir. Bu bağlamda kastettiğimiz silah kavramı, nükleer, biyolojik ve kimyasal olanları içermektedir.