Toplumsal, fiziksel ve jeolojik düzlemdeki olayların ana hedefi, dünya üzerindeki insanlığın kendi şuur ve vicdanlarında meydana getirdikleri kabuklaşma sonucunda oluşan yozlaşma alanlarının içinden sıyrılabilme çabasını hızlandırmaktadır.
Her yozlaşma alanı, içine aldığı her şeyin kendi iç yozlaşmasını sağlıyor, içeride olanlar da kendi iç realitelerini pekiştirecek şekilde yozlaşmanın bütün etkinliklerini hissetmeye devam ediyor.
Bütün yozlaşmış kurumlarıyla birlikte dünya, şimdiye kadar gecip geldiği zaman ve mekanlarda hiç görmediği, hiç işitmediği ve hiç konuşmadığı gerçeklerle karşılaşma kaderinin icaplarını yaşıyor ve yaşamaya da devam edecek. Çünki beşeri uygarlığımız büyük bir değişimin eşiginde bulunmaktadır.
Dejenere olmadıktan sonra rejenerasyon, yani yenilenme meydana gelmez. Durduğu yerde hiçbir şeyin yenilenmesi mümkün değildir. Muhakkak bir dejenerasyon içerisinde bulunması gereklidir.