"Gelenek ve İkinci Yeni Şiiri" edebiyat geleneği bağlamında köklü bir tamirat girişimi olmuştur. Bizde batıcı şablonların hâkim olduğu ilk zamanlardan başlayarak uzun bir dönem, geleneksizlik ön plana çıkarılmış, desteklenmiştir. Öyle ki bu eserin hazırlandığı ve ilk kez yayınlandığı dönemlerde bile edebî geleneğin lüzumlu olup olmadığı üzerine beyhude tartışmalar yapılıp durulmaktaydı.
Böyle bir ortamda, bir başka şiir tutumunun değil de, İkinci Yeni Hareketi mensuplarının gelenekle ilgisi ve ilişkisini araştırmak pek çok olumsuz tepkiye maruz kalmayı göze almak demekti. Zira, İkinci Yeni Şiirinin gelenekle ilgisi çerçevesindeki yargılar genellikle herhangi bir dayanağa yaslanmadan verilmekteydi. Bu mesnetsiz yargılar ya "İkinci Yeni gelenekten kopuktur." seklinde tezahür ediyor veya tam tersi istikamette, "İkinci Yeni geleneğe tekrar dönüştür." seklinde dile getiriliyordu...
Bu hükümleri edebiyat ortamını yönlendirenler veriyordu ve söylemlerinin merkezinde tabii ki edebî eserin künhüne vukufiyet bulunmuyordu. İste, ilk kez bu kitapla "Gelenek" ve "İkinci Yeni Şiiri"ne edebiyat dışı unsurlar bertaraf edilerek bakılmış ve temel bir metin oluşturma çabası gösterilmiştir.