Tiyatro oyunları bir devrin aynasıdır… Bir toplumun yansımasıdır…
Her dönemin, her kültürün, tüm inançların, geleneklerin, yaşam biçimlerinin en yoğun, bir o kadar da en yalın anlatımlarıdır. Tarihe tanıklık etme şansı bulduğunuz dinamik, sürekli kendini yenileyen, çağı etkileyen ve çağın da izlerini taşıyan yapılardır. Geleneksel Türk tiyatrosu ise köy seyirlik oyunlarından şehir yaşamı içinde gelişip büyüyen Ortaoyunu'na kadar toplumumuzun, kültürümüzün en güçlü şahitleridir. Geleneksel tiyatromuz içindeki oyunlar ise şifa amaçlı büyülerden, bolluk, bereket ritüellerinden temellenmiş, zamanla tasavvufi sembollerle donatılmış şekli değişse de içeriği yenilense de özünü, saflığını kaybetmemiş toplumun renkli, sanat ve kültür öğeleridir.
İlkel çağlardan günümüze kadar gelen süreçte büyü, bilim, gelenek, modern yaşam iç içe yol almıştır. Birbirlerine karıştıkları, birbirlerini reddettikleri dönemler de olmuştur. Ve her dönem mistisizm kendine farklı ifade yolları bulmuştur.
Bu kitap, mistisizmin ilkel insandan günümüze uzanan yaşam formlarına dair bir inceleme, geleneksel Türk tiyatrosunun çıkış noktasını teşkil eden kaynakların mistisizmle dolu yönleriyle ilgili bir araştırma, oyunlarda yer alan kimi sembolik öğelerin köken olarak dayanaklarının açıklanmasına yönelik bir çalışmadır.