Bu kitap; kadim bir geleneğin ve temsilcilerinin yazmış olduğu kelamları anlama, nasıl bir hâl üzerine gelmiş olduğunu idrak etme konusunda önemli bir rol üstlenmektedir. Geleneksel yol, tarikat deyişleri denince akla ilk gelen Şah Hatayi ve Pir Sultan Abdal'ın deyişleridir. Kitabımızda Yunus Emre, Abdal Musa, Kaygusuz Abdal, Seyyid Nesîmî, Şah Hatayi, Pir Sultan Abdal, Kul Himmet, Hasan Dede, Virânî, Mehmet Muhyiddin, Teslim Abdal, Kul Nesîmî, Dedemoğlu, Sâdıkî, Derviş Muhammed, Pir Mehmed, Güzide Ana, Er Mustafa, Sâdık Baba'nın toplamda 61 deyişi 13 ve 19. yy. arası geleneksel yol deyişleri olarak alınmış ve yorumlanmıştır.
"Geleneksel Yol Deyişleri" kitabımız yol içerisinde olan, geçmişte yola büyük hizmetler vermiş olan şahsiyetlerin tarihsel sıralaması içinde aktarılmıştır. Kitap aracılığıyla hem zahiri anlamda bir zaman yolculuğuna hem de içsel anlamda manevi bir yolculuğa çıkabilirsiniz. Kitap; geçmişten bugüne gelenekte nelerin değiştiğini, nelerin geliştiğini, nelerin aynı kaldığını, aksamaların, duraklamaların nerelerde olduğunu, nelerin anlaşılıp nelerin anlaşılamadığını belirleme, tespit etme konusunda önemli bir kaynak olacaktır. Ayrıca çok ciddi bir zaman harcanarak yapılan bu çalışmalar sonucunda ortaya çıkan kelam yorumlamalarında, kelamları kaleme alanların geçirmiş olduğu süreçlerin, girmiş oldukları hâllerin de tanığı olabilirsiniz.
Serinin bütünü okunduğunda geçmişe aralanan bu perdeden aslında günümüzle bağlantı kurularak yolun nasıl güncellendiği, tarikat denildiğinde bugün, bu yüzyılda buradan ne anlamamız gerektiği ya da ne anladığımız, doğru bildiğimiz yanlışları, yanlış olduğunu düşündüğümüz doğruları sorgulama, değerlendirme ve cevaplar arama imkânı da bulunabilecektir. Ancak bilinmelidir ki herkesin kavrayışı; arınmışlık düzeyine, zihnindeki berraklığa ve geçmişten getirdiği yargılarına göre şekil alacaktır. İkinci ve üçüncü kitapların ilk basamağı olan bu kitap her okuyucunun kitap oluşturulurken geçirilen yorumlama sürecine hak ettiği oranda dâhil olmasını, kendisini de bu çalışmanın bir parçası olarak görebilmesini, hak olan bilgiye hak ettiği oranda muhatap olabilmesini temenni ederiz.