Gençler, demokrasinin gerekliliğine inanmaktadır. Ancak bazı tutum, davranış ve düşüncelerinin demokrasinin gerekleriyle bağdaşmadığının ya da yeterince bağdaşmadığının farkında değildirler. Kültürel farklılıklara şüpheyle yaklaşmak hatta onları bir çatışma kaynağı görmek gençlerin en büyük açmazlarıdır. Gençlerin çoğunluğu olmasa da küçük görülmeyecek bir oranının farklılıkları "ötekileştirme"ye eğilimli olduğu söylenebilir.
Bu durum hemen gerçekleşmeyecektir. Ama farklılıklarla başka toplumsal koşullarda fiilen bir araya geldiği zaman bu olasılık doğabilir. Hoşgörü, çoğulculuğu da besleyen bir atmosfer oluşturur. Gençlerin düşünce farklılıklarına hoşgörüsü çok yüksek olmakla beraber, farklı kimliklerle yüzyüze, yan yana olma konusunda sorunları olduğu anlaşılmaktadır.
Farklı düşüncelerin örgütlenmesine yasak konulmasına dahi karşı çıkmaktadır. Ama düşünceden kaynaklanmayan, inanç ya da etnik merkezli farklılıklarla iç içeliği sindirememektedir. Böyle bir toplumsal deneyim sahibi olmamanın da bu tutumun oluşmasında payı büyük olsa gerektir. Gençlerin çok küçük denmeyecek bir kesimi, farklı kimlik alanlarının toplum için güvensizlik potansiyeli taşıdığını değerlendirmektedir.