Sanat, ilk insanın varlığıyla tartışılan bir kavram olmasına karşın sanatın ifade edilmesinde kullanılan araç gereç bağlamında olsun ya da işlevselliğe sahip bir ev eşyası olsun tasarım kavramı da bu süreç içerisinde varlığını sürdürmeye devam etmiştir. Sanatın ne olduğunun sorgulanmaya başlanması, sistematik olarak Antik Dönem'e dayanırken bilimsel anlamda varlık kazanması ancak on yedinci yüzyılda olmuştur. Endüstrileşme hareketlerinin on sekiz ve on dokuzuncu yüzyıllarda görülmesiyle birlikte tasarım kavramı yükselen bir olgu hâline gelmiştir. Dolayısıyla sanat ve tasarım, on dokuzuncu yüzyıl ile birlikte birbirine yakınlığı ve uzaklığı tartışılan ve konuşulan iki kavramdır.
Günümüzde ise teknolojinin olanakları, sanatın sadece "güzel" misyonunun ötesinde yaratıcılıkla ilgili boyutunu destekleyip farklı mecralar sunduğu için sanat ve tasarım, önceki dönemlere göre daha fazla diyalog hâlindedir. Bu süreçler, disiplinler arası yaklaşımları ortaya çıkarmıştır. Günümüzde sanatta disiplinler arasılık demek, tasarım alanlarının sanata entegrasyonu anlamına gelmektedir. Bu durum aslında çağımıza ayak uydurmak için sanatın tasarım olanaklarıyla evrilmesi de demektir. Üretilen çalışmalara bakıldığında "Sanat mı tasarım mı?" demek gibi keskin bir ayrımın yapılması da çok doğru gözükmemektedir. Günümüzde sanat ve tasarım iç içe geçmiş ve sınırları bulanıklaşmıştır. Bu nedenle bu kitapta ilk olarak sanat ve tasarım kavramları genel batlarıyla anlamlandırılmaya ve açıklanmaya çalışılmış sonrasında ise ayrılan, benzeşen noktalarına örneklerle değinilmiştir.