Ülkemizin üniversiteleri, gelişmiş ülkelerdeki kadar kurumsallaşabilmiş değildir. Bunun tarihi nedenlerin yanı sıra birçok toplumsal ve kültürel sebep rol oynamıştır. Devlet Osmanlı döneminde medreseleri, Cumhuriyet döneminde de üniversiteleri bir ideoloji üretme kurumu, bir iktidar üretme aracı olarak görmüştür. Bunda güçlü bir sivil toplumun yokluğu, farklı siyasi, tarihi ve ekonomik sebepler, sorgulayıcı bir eğitim modelinden yoksunluk ve daha birçok etken rol oynamıştır.
Üniversiteler her şeye rağmen kendilerince gelenekler üretebilir. Bu gelenekler uzun dönemde kurumsal kültürün temelini oluşturacaktır. Biz de genel kamu hukukuna akademik emeğiyle katkıda bulunan bilim insanlarımızın hem hatırlanmaları hem de bu alanda öğretinin izlediği gelişim süreçlerine bütüncül bir bakış açısı kazandırmayı hedefledik. 1982'ye kadar sadece İstanbul ve Ankara Hukuk fakülteleri mevcut olsalar da aradan geçen yaklaşık 40 yıllık süreçte sayı oldukça artmış durumdadır. Dolayısıyla genel kamu hukuku anabilim dalı kürsüleri de artmış, sonuçta ders içeriğinde hangi konuların yer alması gerektiği hususu daha da önemli hale gelmiştir.