Karşılaştırma başka birçok bilim dalında kullanılan bir yöntem olduğu için komparatistler bu metodolojik eylemi karşılaştırmalı edebiyat bilimi için özellikli bir hale getirmeye çalışmışlardır. Bu tür çalışmalar özellikle yöntem konusunda girift düşünce ve araştırmaların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu bağlamda karşılaştırmalı edebiyatın sözlü edebiyattan yazılı edebiyata geçiş sürecini yeteri kadar ele almadığı, daha ziyade iki farklı ülke edebiyatlarına yöneldiği ve bundan dolayı onu dünya edebiyatı ile özdeşleştirmeye çalışanlar olmuştur. Ancak bütün ülke edebiyatlarının kendine özgü hassasiyetlerinin, karakterinin ve bağımsızlıklarının olduğunu göz ardı etmek büyük bir yanılgı olacaktır. Goethe'nin ileri sürdüğü 'dünya edebiyatı' düşüncesi de zaten bundan farklı değildir.
Bütün edebiyatları ve edebiyatlar arası ilişkileri kültürel ve tarihsel temellere dayandırabilmek için yapılması gereken tipolojik araştırmalar edebiyat bilimcilere zor vazifeler yüklemektedir. Bu alanda faaliyet göstermek isteyen araştırmacının komparatistik araçlara müracaat etmesi kaçınılmazdır. Bu tür çalışmalar aynı zamanda milli edebiyatları lokalleşme tehlikesinden uzaklaştırdığı için büyük önem arz etmektedir. Bu bağlamda komparatistiğin temel yapısında var olan disiplinler arası çalışmalar edebiyat ve kültür araştırmalarını sığ bir yüzeysellikten kurtarmaktadır.
Prof. Dr. Ahmet Cuma