Kendisini toplamaya çalıştı. Kafası müthiş zonkluyordu. " Akşamki içkidendir, kalkıp bir kahve içeyim, ancak o zaman kendime gelirim." diye geçirdi içinden. Bir türlü gözlerini açamıyordu. Bir an içinden " Ne bu gürültü yaaa!" diye bağırmak geldi ama sesi de çıkmıyordu. Elini birisinin tuttuğunu hissetti. Kim olduğunu anlamaya çalışıyordu. Elini tutan oğlu Yavuz bir taraftan ağlıyor bir taraftan da bir şeyler mırıldanıyordu. Kamil şok olmuş gibiydi ve ne olduğunu anlamak istiyordu. Oğlunun neler söylediğine yoğunlaştı.
Yavuz, "Niye o kadar çok için baba? Niye ölüp de bizi babasız bıraktın? Biz şimdi sensiz ne yapacağız?" diye ağlıyordu.
"Nasıl yani! Ben öldüm mü?" diye bağırmak istedi. Sonra gülmeye çalıştı fakat sesi çıkmıyordu. Gözlerini açma çabası da sonuçsuz kalmıştı. " Bari ayağa kalkayım." dedi. Onu da beceremedi. " Şaka bu yaaaa" diye geçirdi içinden . "Ölsem böyle mi olur?" dedi. Bir ürperti kapladı içini. " Ya öldüysem!" diye düşündü. Korkmuştu...