Durdurulmaz akışın diyalektiği gereği, yani değişim ve gelişim yasası gereği, tarihsel sürecin içinde, (yaşam sürüp giderken) çözdüğümüzü sandığımız (bireysel ya da toplumsal) her sorun bir başkasını doğurur... Evrensel bilinci özümlemiş, evrenin ve tarihin gizlerini (işlerlik yasalarını) öğrenmeye durmuş devrimci insan bu gerçeği bilir... Bu nedenle denilebilir ki, toplumsal yaşamın temel gerçeğine inebilmek ve orada yeni çözüm yöntemleri üretebilmek ve orada yeni çözüm yöntemleri üretebilmek için insanın, dış dünyasına olduğu kadar iç dünyasına da bilinçli bir yolculuk yapması, yapabilmesi gerekir... Ama herşeyden önce insanın bu ilginç ve gizemli yolculuğa çıkabilmesi için, iç dünya dediğimiz şeyin ne olduğunu, ne anlama geldiğini bilmesi-öğrenmesi
gerekir.