Günümüz dünyasında, örgütlenme olgusu karşısındaki çelişkili bir tavır sergilenmekte. Bir yanda demokratikleşme görüntüsü altında ve "devleti küçültme" hedefinin bir parçası olarak "sivil toplum örgütleri" veya NGO denilen oluşumların teşvik edildiğini görüyoruz. Bu çerçevede, vakıflar ve sözde tarikatlar yerden mantar biter gibi çoğalmakta ve güçlenmekte.
Bütün bunlara karşın, her gün tanık olduğumuz olaylarda kanıtlanmaktadır ki sendikalar, çok büyük tehditler altında olsalar bile, dün olduğu gibi bugün de toplumsal olgular ve olaylar gündeminin baş sırasındadırlar. Yarın ne olacağı sorusunun yanıtı da geniş ölçüde sendikaların ne olup ne olmayacağına bağlı görünüyor.