O kayalıkların arasındaki yeşilliklerde, gürül gürül pınarlar akardı. Derin kuyuları, kuyularında yılanlar, ejderler, mağaralar, inler ve buzul gölleri görülmeye değerdi. Kayaların arasında sekerek, oynayarak koşturan yaban keçileri ve ceylanların sesleri köyümüze kadar gelirdi. Köyden kimse o dağlara gitmez, korkar, "Uğursuzdur" derlerdi. Işte bu yüzden o dağlara, "Giden Dönmez Dağları" denirdi.