Celladın salladığı süngü amacı ıskalayınca, bir daha hiç kapanmayacak o yaradan bir hayat ağacı cana gelmiş. O yaradan armağan bir hayata doğmanın şaşkınlığında kaç diyara yol düşürmüş, kaç uğrakta durak vermişse dinmemiştir ağrısı. Dinmemiştir dönüp yaralandığı yere gitme isteği.
Bir takma isme saklanmış bir ömür, bir ömre sığmayan iç uğultular, hala yolunu aramakta dönüp hayata armağan edildiği yere gidebilmek için. Bütün batıya da sığmayan bir sürgünün yurduna dönme özlemidir yazılanlar. O yaranın hürmetine, dönüp hatırasına secde etmenin ağrısıdır.
Okuduğunuz, kulaklarınıza gelen o sarih uğultular, o süngü yarasından kalan hayatın sesleridir. Şiir-masal arası bu doku oradan gelmektedir. Hasan, o dervişane nefis diliyle o ağacın çiçeklenme zamanına davet ediyor. Ne güzel ediyor...
Hüseyin Aslan