Kadim geçmişiyle göç olgusu, başta sosyoloji, nüfus bilim ve coğrafya olmak üzere pek çok disiplinin inceleme alanına girmiştir. İbn Haldun'dan Ravenstein'a, Stouffer'dan Lee'ye, Zelinky'ye, Piore'ye ve daha nicelerine kadar farklı düşünürler, göçleri ve göçmen davranışlarını açıklama girişimleriyle alanın kuramsal temellerini inşa etmişlerdir.
Uluslararası dengelerin değişmesi, yeni çatışma alanlarının ortaya çıkması ve eşitsizliklerin artan etkisi, göç konusunun dünya gündeminden düşmesine izin vermemektedir. Küreselleşme sürecinin etkisiyle sürekli yükselen bir ivmeyle artış ve çeşitlilik gösteren göçler, dünyanın hemen her tarafında etkisini gösterse de, bilhassa Ortadoğu'da sıra dışı bir görünüm almıştır. Ortadoğu'daki hareketlilikten en fazla pay alan ülkelerden biri olarak Türkiye ise son yıllarda maruz kaldığı akışlarla en sıcak bölgelerden biri haline gelmiştir.
Bu kitapta göç olgusu, kuramsal temellerine değinilerek sebep sonuç ilişkisi çerçevesinde ele alınmış, ilgili kavram ve süreçlere temasla Türkiye özelinde çeşitli göçler üzerine incelemelere yer verilmiştir. Kitap içeriğindeki farklı bakış açılarına sahip tartışmalar, okuyucusuna geniş kapsamlı bir bilgi edinme imkânı sunmaktadır.